Papa Francis Pazartesi günü Vatikan'a akredite büyükelçilere hitap ederek küresel zorluklar ve artan uluslararası insancıl hukuk ihlalleri hakkında kapsamlı bir genel bakış sundu.
İsrail-Hamas çatışması, göç sorunları, iklim krizleri, nükleer ve konvansiyonel silahların ahlak dışı üretimi gibi devam eden çok sayıda dünyevi sıkıntının yanı sıra Afrika kıtasını rahatsız eden karmaşık sosyo-ekonomik ve siyasi sorunlardan da bahsetti.
“Gözlerimizi Afrika'ya çevirdiğimizde, uluslararası terörizm, karmaşık sosyal politik sorunlar ve iklim değişikliğinin yıkıcı etkileri nedeniyle Sahraaltı'nın çeşitli ülkelerinde yaşanan sayısız insani kriz sonucunda milyonlarca insanın acı çektiğine tanık oluyoruz. Bunlar arasında birçok ülkede meydana gelen askeri darbelerin ve yolsuzluk, gözdağı ve şiddetin damgasını vurduğu belirli seçim süreçlerinin etkileri de yer alıyor” dedi.
Cezayir'den Güney Afrika'ya kadar Afrika'nın üçte biri 2024 seçimlerine katılmaya hazırlanıyor ve seçim yılına giren en az 18 ülkede önemli sorunlar söz konusu. Bu ülkeler arasında darbelerin sonuçlarıyla boğuşan Mali, Çad ve Burkina Faso da var; tabii bu ülkelerdeki cunta liderlerinin taahhütlerine uymaları şartıyla.
“2024 birçok ülkede seçimlerin yapılmasına sahne olacak. Seçimler, tüm vatandaşların liderlerini sorumlu bir şekilde seçmesine olanak tanıdığı için, her ülkenin hayatında önemli bir an'dır” diye ekledi.
Çeşitli haber kaynaklarının bildirdiğine göre, önümüzdeki yıl birçok Afrika ekonomisinin kaderi belirsizliğini koruyor.
Bazıları için mevcut borç krizi önemli bir dönüm noktası görevi görüyor ve önemli reformların hayata geçirilmesi ve mali dayanıklılığın güçlendirilmesi için bir fırsat penceresi sunuyor. Tersine, yalnızca IMF, Dünya Bankası ve diğer bağışçılardan gelen mali desteği sürdürmek için gereken temel reformları uygulayan daha büyük bir birliğin yetersiz kalması bekleniyor.
Önümüzdeki yıl, bu ekonomiler için, stratejik kararların borç krizi sonrası ortamda gidişatlarını şekillendireceği kritik bir dönemeç olarak duruyor.
Enflasyonun 2024 yılında genel bir düşüş göstermesi beklenirken, bunun hanehalkının satın alma gücü üzerindeki uzun vadeli yansımaları devam edecek. Ek olarak, gıda ithalatına bağımlı olan ülkeler, para birimindeki değer kaybının hane geliri üzerindeki baskıyı artırması nedeniyle daha yoğun zorluklarla karşı karşıya kalabilir.