Ülkelerindeki iç savaş hız kesmeden devam ederken on binlerce Sudanlı komşu Çad'a akın etmeye devam ediyor.
Ordu ile paramiliter Hızlı Destek Güçleri arasında geçen yılın nisan ayının ortasından bu yana yaşanan çatışmalar, 11 milyondan fazla insanı ülke içinde ve dışında yerinden etti.
Çad, çatışmalardan ve bunun getirdiği açlıktan kaçan 700.000'den fazla Sudanlı mülteciyi kabul etti.
Ekim ayında, Darfur bölgesindeki çatışmaların artması ve sel sularının çekilmesinin ardından yaklaşık 60.000 kişi daha geldi.
Çad uzun zamandır komşu ülkelerdeki çatışmalardan kaçan mültecilere ev sahipliği yapıyor ancak bu, tarihindeki en büyük mülteci akını. Şu anda Çad'da bir milyondan fazla Sudanlı var.
Nisan 2023'ten bu yana gelenlerin yüzde 90'a yakını, çaresiz koşullar altında gelen, yanlarında çok az eşya taşıyan ve hayatta kaldıkları veya tanık oldukları akıl almaz şiddetten yaralanmış kadınlar ve çocuklardan oluşuyor.
Mültecilerin yüzde 71'i şaşırtıcı bir şekilde Sudan'dan kaçarken insan hakları ihlallerinden sağ kurtulduklarını bildiriyor.
On yedi yaşındaki Ahlam Moussa Mahamat, silahlı adamlar eve girdiğinde evde olduğunu söyledi.
“Kız kardeşimi alıp defalarca dövdüler. Sonra beni vurdular. Beni üç kez vurdular” dedi.
Ahlam, yakınlardaki sınır kasabası Adré'den yeni gelenlerin yerleştirildiği doğu Çad'daki önceden var olan kamplardan biri olan Farchana'da yaşayan binlerce kadından biri.
Sudan'daki savaştan kaçan mültecileri barındırmak için 2004 yılında açıldı. Kamp, altyapı ve temel hizmetlerin eksikliği nedeniyle kronik olarak aşırı kalabalık.
Tüm çabalara rağmen sağlık hizmetleri berbat durumda ve kampta acil vakaları en yakın tesise taşıyacak bir hastane ya da araç yok.
Komplikasyon yaşayan hamile kadınlar için doğum ölümcül bir tehdide dönüşebilir.
Kadın topluluğu lideri Souat Oumar, kampta karşılaştıkları en acil zorluğun doğum olduğunu söyledi.
“Bu kadınların bebeklerini doğurmasına yardımcı olmak için mücadele ediyoruz. Bazen evime geliyorlar. Biraz param olursa onları hastaneye götürmesi için bir çekçek sipariş ediyorum” dedi.
“Bazen kadının ciddi kanaması olabilir, düşük yapabilir veya başka ölümcül sorunlar yaşayabilir. Bundan dolayı bazı kadınlar ölebilir.”
Nüfusun çokluğu, UNFPA gibi kurumların kritik finansman açıklarıyla karşı karşıya kalmasıyla, zaten aşırı derecede tükenmiş olan insani kaynaklar üzerinde büyük bir baskı oluşturdu.
2024 yılında Çad'da gerçekleştirilen 23,6 milyon dolarlık insani yardım çağrısının yalnızca yüzde 36'sı finanse edildi, bu da kadınların güvenli doğum için malzemesiz kaldığı ve cinsel şiddet mağdurlarına yönelik danışmanlık hizmetlerinin sınırlı olduğu anlamına geliyor.
Birleşmiş Milletler ajansı, 2025 yılında kadınların ve kız çocuklarının en kritik ihtiyaçlarının karşılanması için 27,8 milyon dolara ihtiyacı olduğunu söyledi.
