Merkezi Cenevre'de bulunan Dünya İşkenceye Karşı Örgüt (OMCT), Tunus'ta “keyfi tutuklamalar”, “zorla yer değiştirmeler” ve “yasadışı sınır dışı etmeler” ile Tunus'taki göçmen, mülteci ve sığınmacıların “günlük kurumsal şiddete” maruz kaldığını kınadı Pazartesi günü yayınlanan bir raporda.
Doğrudan ifadelere ve ortak STK'lara yer veren 58 sayfalık çalışma, Tunuslu yetkililerin “sınır bölgeleri de dahil olmak üzere topraklarda işlenen ihlallerde” “sorumluluk” gösterdiğine işaret ediyor.
Ülkenin “Akdeniz'deki düzensiz göçün azaltılması yönünde Avrupa'nın sürekli baskısı” altında olduğunu belirtiyor.
OMCT'ye göre, “insan hakları ihlalleri”, Başkan Kais Saied'in Şubat ayında Tunus'a “yasadışı göçmen sürülerinin” gelişini kınayan bir konuşmasının ardından zaten “kademeli olarak yoğunlaştığı” biliniyordu.
Ancak STK'ya göre, bu yaz “kurumsal düzeyde derin bir değişim” yaşandı; bu değişim, insanların evlerinden “yasadışı ve zorla tahliye edilmesini”, “zorla yerinden edilmelerini ve özgürlüklerinden yoksun bırakıldıkları yerlerin değiştirilmesini” karakterize etti. Eylül ayından bu yana “düzenli” ve “artı yapılandırılmış” olan “sınırdışı ve ihraçlar”, Cezayir ve Libya haline geldi
Temmuz ayında, Sfax'ta (orta doğu) Sahra altı Afrika uyruklu vatandaşlarla çıkan kavgada bir Tunuslunun ölmesinin ardından, Avrupa'ya yasadışı kaçışların merkez üssü olan bu metropolde yüzlerce kişi tutuklandı.
Tunus'un imzaladığı uluslararası anlaşmaların ihlalini eleştiren “İşkence yolları” başlıklı raporda, “Birkaç gün içinde binden fazla insan Libya ve Cezayir sınırındaki çöl bölgelerine göç etti” vurgusu yapılıyor.
AFP'deki uluslararası insani yardım kaynaklarına göre “Haziran ayından bu yana en az 5.500 göçmen Libya'ya, 3.000'den fazlası da Cezayir'e sınır dışı edildi” ve bunların yaklaşık 100'ü Tunus-Libya sınırında öldü. Bu “sınır dışı edilmeler” BM tarafından kınandı ancak Tunuslu yetkililer tarafından reddedildi.
Ayrıca OMCT'ye göre, son aylarda Sfax yakınlarındaki kırsal kesimde binlerce kişinin yoğunlaştığı “göçmen, mülteci ve sığınmacıların maruz kaldığı insanlık dışı yaşam koşulları” “işkence ve kötü muamele teşkil edebilir”.
STK daha genel olarak “Tunuslu yetkililerin bu insanları koruyamamasından” endişe duyuyor ve “onursuz yaşam koşulları, temel hizmetlere, istihdama ve gelir kaynaklarına erişimden yoksun” olduğuna dikkat çekiyor.