Akademi Ödüllerini kazanan Kenyalı-Meksikalı Lupita Nyong'o, Berlinale'nin uluslararası jürisine başkanlık ederek tarih yazıyor.
74. Berlinale Film Festivali, 15 Şubat Perşembe günü uluslararası jürinin sunumuyla başladı.
Üst üste ikinci yıldır jüri başkanlığını bir kadın uzman yürütüyor. ABD'li aktris Kristen Sewart, 2023 Uluslararası jürisine başkanlık etti.
Bu yılki jüri başkanlığını Oscar ödüllü Lupita Nyong'o üstleniyor ve oyuncu-yönetmenler Brady Corbet ve Jasmine Trinca ile yönetmenler Ann Hui, Petzold ve Albert Serra ile Ukraynalı yazar Oksana Zabuzhko'dan oluşuyor.
Film jürisi çalışmalarına yeni başlayan Lupita Nyongo, deneyim kazanma ve jürideki meslektaşlarıyla çalışma heyecanını şöyle paylaştı: “Burada olmak bir onur, derin bir zevk.”
“Bu, Berlin Film Festivali'ne ilk katılışım. Ve bu yılki festivalin başkanı olmaktan büyük onur duyuyorum” dedi.
“Dünyanın dört bir yanından çok sayıda filmi deneyimlemek için bir şans. Burada dünya perspektifini temsil eden oldukça fazla seçki var. Ve bunu derinden saygı duyduğum üretken sanatçılarla yapıyorum. Bu tür bir şey yapma konusunda benden çok daha fazla deneyimim var. Dolayısıyla bu benim için sinema dünyası hakkında çok şey öğrenmem ve bunu kutlamam için bir şans” dedi.
Panelde, Gümüş ve Altın Ayılar için yarışan yirmi filmin gösterimi yapılacak ve bu filmler, 24 Şubat'taki Ödül Töreni'nde kazananlara sunulacak.
Büyük ödül için yarışan 20 kişi arasında üç Afrikalı katılımcı yer alıyor.
Festival bu gece (15 Şubat) yönetmen Tim Mielants'ın yönettiği İrlanda-Belçika draması “Small Things Like These” ile açılacak. Başrol oyuncusu ise “Oppenheimer” filmindeki rolüyle Oscar'a aday gösterilen Cillian Murphy ve yapımcı Matt Damon.
Festival 25 Şubat'a kadar sürecek.
Berlinale'ye göre festivalin çeşitli bölümlerinde ve özel sunumlarında her tür, uzunluk ve formatta 200'e yakın film gösteriliyor.
Çok yönlü ve tutarlı oyuncu
Nyong'o, Altın ve Gümüş Ayı büyük ödüllerini kazananları seçen Berlinale panelinin ilk Afrikalı başkanıdır.
Festivale jüri başkanlarının çoğunu Almanya, İngiltere, ABD ve Fransa sağladı.
Berlinale yönetmenleri Mariëtte Rissenbeek ve Carlo Chatrian şunları söylüyor: “Lupita Nyong'o sinemada sevdiğimiz şeyleri bünyesinde barındırıyor: farklı projeleri kucaklamadaki çok yönlülük, farklı izleyicilere hitap etme ve karakterlerinde ne kadar çeşitli görünürse görünsün oldukça tanınabilen tek bir fikirde tutarlılık.” geçen yılın sonlarında söyledi.
40 yaşındaki yapımcı, 2014'teki Oscar ödülünden bu yana “Kara Panter” ve devam filminde savaşçı Nakia'yı, korku filmi “Biz”de Adelaide Wilson'ı, “Katwe Kraliçesi”nde Nakku Harriet'i canlandırarak büyük başarı elde etti ve maceralara atıldı. “Sulwe” ile çocuk kitapları dünyasına adım attı.
Nyong'o, “12 Years a Slave”de Patsey rolüyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscarı ödülünü aldı.
NAACP ve Image Ödülleri, Screen Actors Guild Ödülleri ve iki Black Reel ödülü de dahil olmak üzere birçok ödülün sahibi oldu.
73 yıllık tarih
Festival, 1951 yılında “özgür dünyanın vitrini” olma amacıyla Berlin halkı için yaratıldı. Soğuk Savaş yeni başlamıştı.
Berlinale, Cannes ve Venedik'in yanı sıra dünyanın en büyük film festivallerinden biridir ve geleneksel olarak en politik festival olarak kabul edilir.
1956 yılında FIAPF'ın (Uluslararası Film Yapımcıları Dernekleri Federasyonu) festivali akredite etmesiyle festival daha da prestij kazandı. Bu bölüm genel olarak “A statüsünün” ödüllendirilmesi olarak anılır.
Bu akreditasyon, festivali FIAFP kurallarına tabi kıldı ve aynı zamanda uluslararası bir uzman jürisinin kurulmasının da önünü açtı. Bu panelde, daha önce izleyicilerin de söz sahibi olduğu festivalin büyük ödüllerinin verilmesi ele alındı.
15 Şubat Perşembe günkü basın toplantısına Putin, İsrail, Alman siyaseti ve Ukrayna ile ilgili siyasi sorular damga vurdu.
Defalarca sorulan ve reddedilemeyen sorulardan biri de AfD partisinin festivale davetiyle ilgiliydi.
Geçtiğimiz hafta, organizatörler aşırı sağcı Almanya için Alternatif partisinin (AfD) temsilcilerini açılış galasına davet etmediler.
Beş AfD'li siyasetçinin olması bekleniyordu çünkü Berlin eyalet meclisindeki tüm partilerin üyeleri kamu parasıyla desteklenen etkinliklere davet ediliyordu.
Son haftalarda, grupların, aralarında Alman vatandaşı olanların da bulunduğu milyonlarca göçmenin sınır dışı edilmesini tartışmak üzere bir araya geldiği ve bazı AfD üyelerinin de orada bulunduğu yönündeki bir raporun ardından, Almanya'da aşırı sağa karşı büyük protestolar yaşandı.