İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin bir helikopter kazasında hayatını kaybetmesi, özellikle “iç meşruiyet krizi” ve Tahran’ın İsrail ile “tartışmalı ilişkisi” ortasında yaşandığı için ülke için “büyük bir kayıp” olacak.
Resmi medya, ülkenin dışişleri bakanı Raisi ve diğer bazı yetkililerin, ülkenin kuzeybatısındaki sisli ve dağlık bir bölgede helikopterlerinin düşmesinden birkaç saat sonra pazartesi günü ölü bulunduğunu bildirdi.
Londra merkezli düşünce kuruluşu Chatham House’un Kuzey Afrika ve Orta Doğu Programı Direktörü Sanam Vakil, ülkenin siyasi kurumunun bundan sonra “cesur bir yüz takınacağını, her zamanki gibi işlevsellik göstereceğini, bunu bir sistemin normal işleyişi olarak sunacağını ve hayatın devam edeceğini” söyledi.
İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Muhber’in seçimler yapılana kadar ülkenin geçici cumhurbaşkanı olarak görev yapacağını duyurdu.
İran Anayasası’na göre, cumhurbaşkanının ölmesi halinde, Hamaney’in onayıyla cumhurbaşkanı yardımcısı görevi devralacak ve 50 gün içinde yeni bir cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak.
Vakil, kurumun “ideolojik meşruiyetini koruyabilen ve sistemi koruyabilen” adayı tercih edeceğini söyledi.
İran’da “protesto ya da istikrarsızlık ihtimali” olduğunu söyledi.
Ülkede yıllardır kitlesel protestolar yaşanıyor.
En son olay, daha önce başörtüsü takmadığı iddiasıyla gözaltına alınan Mahsa Amini isimli kadının 2022’de öldürülmesiydi.
Reisi, İran’da 2021 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandı ve seçimlerde İran İslam Cumhuriyeti tarihindeki en düşük katılım oranı görüldü.
Kaza, İsrail-Hamas savaşının Ortadoğu’da yarattığı huzursuzluğun sürdüğü bir dönemde meydana geldi. Savaş sırasında Raisi, geçen ay İsrail’e yönelik benzeri görülmemiş bir insansız hava aracı ve füze saldırısı düzenlemişti.