UNICEF’in Sudan Temsilcisi Sheldon Yett bugün (8 Ağustos) ülkenin “çocuk koruma acil durumu” yaşadığını söyledi ve “Sudan’ın geleceğinin ateşkese bağlı olduğunu” vurguladı.
Yett, BM Haber Ajansı’na Port Sudan’dan verdiği röportajda, Kıtlık İnceleme Komitesi’nin (FRC) Kuzey Darfur’daki Kamp Zamzam’da yaptığı kıtlık bildirisinin “küçük bir şey olmadığını” söyledi.
“Bu, yaklaşık 20 yıldır bu düzeyde akut gıda güvensizliğinin ilan edildiği yalnızca üçüncü sefer. Bu, çocukların çaresiz olduğu anlamına geliyor. Bu, sakinlerin çaresiz olduğu anlamına geliyor. Bu, sahada son derece endişe verici bir durum olduğu anlamına geliyor.” dedi.
UNICEF yetkilisi, Zamzam Kampı’nın “kömür madenindeki kanarya” olduğunu ve “orada yaşanan korkunç şeylerin, korkunç gıda güvensizliğinin göstergesi” olduğunu söyledi.
UNICEF’in “şiddetli akut yetersiz beslenme için malzeme getirdiğini” ve “bunların ihtiyaç duyulan yere ulaşmasını sağladığını” ancak bunun “son derece, son derece zor” olduğunu söyledi.
Yett, “Savaş devam ediyor. Erişim kısıtlamaları var. Bir kamyon sokmak zor. Sürekli yeni izinler, yollarda haydutlar, silahlı saldırılar, güvensizlik, aşırı, aşırı zor. Ve barışımız olmadığı sürece, ateşkeslerimiz olmadığı sürece, güvenli erişim için anlaşmalarımız olmadığı sürece durumun daha da kötüleşmesini bekliyorum.” dedi.
“Her açıdan çalışıyoruz. Ve gıdanın ulaştırılabilmesini sağlamak için sürekli olarak tüm taraflarla iletişim halindeyiz. Kolay değil. Sürekli çalışma gerektiriyor. Gıda gidiyor, ancak yeterli değil. Çok daha fazla çalışma yapılması gerektiği açık. Ve açıkçası, güvenliğimiz olmadığı sürece, bu nüfusa gereken miktarları nasıl ulaştıracağımızı görmek zor.” dedi.
Yett, “En az 18 milyon çocuğun okul dışında olduğunu” belirterek, “Toplulukların eğitime erişebilmesini sağlamak için çalışıyoruz. Daha bu sabah, Port Sudan’ın hemen dışında bir kampa gittim ve öğrencilerin uzaktan eğitime erişebildiğini gördüm. Ve eğitimin ve okulların sadece resmi kitap öğrenimi olmadığını hatırlamanın önemli olduğunu düşünüyorum. Çocuklar için bir yer, bir normallik duygusu, arkadaşlarıyla, akranlarıyla buluşabilecekleri, kendilerini evlerinde hissedebilecekleri bir yer sağlar. Okulları çalışır hale getirmemiz, açmamız, okulların gerçekten eğitim için kullanılması gerçekten çok önemli.”
Yağmur mevsimi yaklaşırken, “Sağlık Bakanı’yla kolera için bir aşılama kampanyası nasıl yapabileceğimizi konuşmak üzere bir saat kadar önce görüştüm. Elbette başka hastalıklar da var. Yağmurlar söz konusu olduğunda sıtma da bir sorun. Yatak cibinlikleri, sıtma önleyici ilaçlar almak, özellikle çocukların güvende olmasını sağlamak için ortaklarımızla ve buradaki hükümetle çalışıyoruz, ancak herkes sıtmadan güvende. Bu çatışmanın ironilerinden biri de insanların Hartum gibi sıtmanın nispeten az olduğu bölgelerden çok daha fazla sıtmanın olduğu bölgelere taşınması. Bu yüzden, bu yağmur mevsimiyle birlikte geçmişte gördüğümüzden çok daha fazla vaka göreceğimizden korkuyorum.”
UNICEF yetkilisi, “ağır çocuk hakları ihlallerinde beş kat artış gördük ve bu ülkedeki tüm çocuklara destek sağlamaya çalışıyoruz. Topluluk grupları aracılığıyla destek, dini gruplar aracılığıyla destek, gayriresmi psikososyal bakım aracılığıyla destek, akla gelebilecek her yolla destek.” dedi.
Sonuç olarak, “Yetersiz beslenme sorunlarınız olduğunda, yiyecek eksikliğinin stresini yaşadığınızda, aileler genellikle olumsuz başa çıkma mekanizmalarına yönelir. Çocukların çocuk işçi olarak çalışma olasılığı daha yüksektir. Erken yaşta evlenme olasılıkları daha yüksektir, çocukken evlenme olasılıkları daha yüksektir, ki bu elbette tamamen kabul edilemezdir. Ve bunun olmaması için çalışıyoruz. Bu yüzden, tekrar ediyorum, burada bütünsel bir pakete ihtiyacımız var. Gıda güvensizliğini gidermek için sadece yiyecek sağlamak hiçbir anlam ifade etmiyor. Yanlış giden tüm sorunlara ve bu tür stresler yaşandığında bir çocuğun başına gelebilecek tüm sorunlara bakmak için bütün bir hizmet paketine bakmanız gerekir.”