Seks oyuncağı bulundurduğu gerekçesiyle Zimbabve hapishanesinde 24 gün geçiren Ugandalı turist beraat etti ve sınır dışı edilmesi planlanıyor.
24 yaşındaki Tom Ssekamwa, 2 Ağustos’ta Harare’nin 292 kilometre güneyindeki Masvingo şehrinde Çek uyruklu Lucas Slavik ile birlikte gözaltına alınmıştı.
Tutuklamalar, hükümetin 200’den fazla muhalif şahsiyet ve aktivistin gözaltına alındığı bölgesel zirve öncesinde muhalefete yönelik baskıları sırasında meydana geldi.
Bu hafta yargıç Isaac Chikura, Ssekamwa’ya yönelik, cezai rahatsızlık verme ve Sansür Yasasını ihlal etme de dahil olmak üzere suçlamaları reddetti. Suçlamalar, polis araması sırasında Ssekamwa’nın bagajında plastik seks oyuncağı bulunmasına dayanıyordu.
Yargıç, oyuncağın kamuya açık sergileme amaçlı olmadığını vurgulayarak, Ssekamwa’nın bu eşyaya sahip olmasının kamu düzenini tehdit etmediğine veya rahatsızlık yaratmadığına karar verdi.
Ssekamwa’nın avukatı, Zimbabwe İnsan Hakları Avukatlarından Knowledge Mabvuure (ZLHR), müvekkilinin şu anda göçmenlik yetkililerinin elinde olduğunu ve sınır dışı edilmeyi beklediğini belirtti. Ssekamwa’nın uçak bileti satın almak için paraya erişmesi gereken telefonunun polis gözetiminde kalması nedeniyle süreç şu anda ertelendi.
Ssekamwa’nın seyahat arkadaşı Lucas Slavik, Masvingo’da su ve elektrik bulunmadığını iddia eden bir video çektiği bildirildikten sonra halkı huzursuzluk çıkardığı iddialarıyla karşı karşıya kaldı. Slavik’e yönelik ek suçlamalar düşürülmesine rağmen geçen hafta beraat ederek sınır dışı edildi.
Zimbabwe’nin birçok bölgesinde, ülkenin ana hidroelektrik kaynağı olan Kariba Barajı’ndaki su seviyelerinin azalması nedeniyle uzun süreli elektrik kesintileri yaşanıyor.
ZLHR’nin bir diğer temsilcisi Roseline Hanzi, bu tutuklamaların Zimbabve’nin bir turizm merkezi olarak duruşuna zarar verebileceği yönündeki endişesini dile getirdi. Yetkili, olayın önlenebileceğini ve ülkelerin vatandaşların haklarının ihlal edildiğini düşünürse uluslararası yasal anlaşmazlıklara yol açabileceği konusunda uyardı.
Harare’deki Güney Afrika Kalkınma Topluluğu (SADC) Zirvesi öncesinde uygulanan baskı, hükümetin etkinliği bozmak için komplo kurmakla suçladığı 200’den fazla muhalefet üyesi ve sivil toplum üyesinin tutuklanmasıyla sonuçlandı.