Sudan Uluslararası Gerçekleri Bulma Misyonu'nun bağımsız bir üyesi olan Mona Rishmawi, Sudan'daki insani krizi daha da ağırlaştıran artan suçluluğun altını çizdi. Cenevre'deki bir brifing sırasında konuşan kendisi, yaygın eşkıyalık ve kanunsuzluğun yardım ulaştırmayı veya sivillerin güvenliğini sağlamayı neredeyse imkansız hale getirdiği vahim durumu anlattı.
“İnsani yardım görevlileri bir kontrol bölgesinden diğerine geçtiğinde… insanlar öldürülüyor. Haydutlar var. Suçluluk var. Durum çok ama çok karmaşık, bu da ihtiyaç duyulan nüfusa ulaşmayı son derece zorlaştırıyor” dedi Rishmawi.
Devam eden çatışma, cinsel şiddetin bir savaş silahı olarak kullanılması da dahil olmak üzere geniş çapta yerinden edilmeye ve yıkıcı şiddete yol açtı. Rishmawi hayatta kalanların yürek parçalayıcı ifadelerini şöyle aktardı: “Dürüst olmak gerekirse bu utanç verici bir hikaye. Savaşın kadınların bedenleri üzerinde yürütülmesi gerçekten utanç verici.” Sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından binlerce cinsel şiddet vakasının bildirildiğini ancak damgalanmanın birçok mağdurun öne çıkmasını engellediğini belirtti.
Şiddet korkusu sayısız sivili evlerinden kaçmak zorunda bıraktı. Rishmawi, “Tecavüz korkusu insanların çoğu zaman mülklerini terk etmelerine ve ister Sudan içinde ister Sudan dışında olsun, güvenli olduğunu düşündükleri başka bir bölgeye kaçmalarına yol açıyor” dedi.
İnsani yardıma erişim, Çad-Sudan sınırındaki Adré sınır kapısının geçici olarak kapatılması gibi hükümet tarafından uygulanan engellerle ciddi şekilde kısıtlandı. Rishmawi, yardımın yerinden edilmiş nüfusa ulaşabilmesini sağlamak için geçişin yeniden açılması çağrısında bulundu.
Çatışma aynı zamanda gıda güvenliğini de mahvetti. “Çiftçiler topraklarını işleyemiyor. Topraklarını terk ettiler, su kaynakları kesildiği için ekilecek tohum da yok” dedi.
Rishmawi, özellikle Hızlı Destek Güçlerinin (RSF) Arap kabilelerini belirli etnik grupları hedef almak için harekete geçirdiği Darfur'da etnik gerilimlerin kötüleşmesiyle ilgili endişelerini dile getirdi. Sudan'da birliğe acil ihtiyaç olduğunu vurguladı ve barışı getirecek yeni bir çerçeve çağrısında bulundu. “İhtiyacımız olan yeni bir toplumsal sözleşme, yeni bir ulusal diyalog, insanların uyum, saygı ve onur içinde bir arada yaşayabileceği yeni bir toplumsal anlaşmadır” diye tamamladı.